Dünyadaki enerjinin sürdürülebilir olmasını sağlamak için, yenilenebilir enerjinin büyük ölçekli kullanımı bunun temel yoldur. Bu süreçte, elektrokimyasal enerji depolama ile temsil edilen yeni enerji depolama teknolojisi, sürekli artış için önemli bir destek haline geldi.
TrendForce istatistiklerine göre, elektrokimyasal enerji depolamanın küresel kurulu kapasitesinin 2022’de yaklaşık 65 Gwh olması ve 2030 yılına kadar 1.160 GWh’ye ulaşması bekleniyor. Talebin %70’i, kurulu elektrokimyasal enerji depolama kapasitesini desteklemek için ana güç kaynağı olan elektrik üretimi yapanlar tarafından gelmektedir.
TrendForce, bu aşamada, küresel elektrik üretim yapısına hâlâ fosil enerjinin hakim olduğunu, ancak gelecekte, dünyanın çeşitli ülkelerinde net sıfır karbon emisyonu hedeflerinin ilerlemesiyle, yenilenebilir enerjinin elektrik sistemindeki payının artacağını söyledi.
Yeni enerji üretimi ve elektrik tüketimine geniş ölçekli erişim ile, aralıklı ve dalgalı rüzgar gücünün üstesinden gelmek için, tüm güç sistemi “güç kaynağı, şebeke, yük” ten “güç kaynağı, şebekeye” geçiş yapacaktır. Yük ve enerji depolama”, enerji depolama yeni güç sisteminin dördüncü temel unsuru olacak ve yeni enerji depolama teknolojisi, güç sisteminin karbondan arındırılması için yeni bir kinetik enerji deposu haline gelecek.
Enerji depolama uygulama senaryolarının, güç kaynağı tarafı, şebeke tarafı, kullanıcı tarafı ve dağıtılmış mikro şebeke gibi çeşitli güç senaryolarını içerdiğini belirtmekte fayda var.
Bunlar arasında lityum iyon piller, sodyum iyon piller, akış piller vb. ile temsil edilen elektrokimyasal enerji depolama teknolojileri, son yıllarda yurtiçinde ve yurtdışında hızlı bir gelişme göstermiş ve uygulama ölçekleri megawatt (megawatt, MW) seviyesinden gigawatt (GW) ölçeğine büyümüştür.
Elektrikli Arabalar ve Pil Üretimi
Spesifik olarak, güç pillerinin hızlı gelişimi sayesinde, lityum iyon pil sanayi zinciri olgun bir ticarileşme aşamasına girmiştir ve enerji depolama alanındaki uygulaması, pazar payı ile elektrokimyasal enerji depolama pazarının ana akımını da işgal etmektedir. Bu pay %90’dan fazla, ancak son yıllarda lityum kaynaklarının kısıtlamaları nedeniyle, lityum iyon pillerin kullanım maliyeti önemli ölçüde arttı; Sodyum iyon piller açısından, endüstriyel yerleşim hala emekleme aşamasında olmasına rağmen, yüksek fiyatlı lityum kaynakları, sodyum iyon piller için bol hammadde kaynaklarının avantajları büyük ölçekli uygulamalarda kullanılacaktır.
Bu pillerin gelecekte lityum iyon pillere tamamlayıcı olması bekleniyor; akış pilleri için güç sisteminde uzun süreli enerji depolama (enerji depolama süresi ≥ 4 saat) ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabildiğinden, talepleri de karşılayacaktır. Gelecekteki büyük kapasiteli uzun vadeli enerji depolama uygulamalarının tamamı vanadyum akışlı piller ve çinko-brom akışlı piller gibi teknolojileri geliştirmek için kullanılacak. Ayrıca bu pillerin hammaddeleri ve geri dönüşümü kolay olup, Ar-Ge aşamasına girmiştir.