Dünya üzerinde bilinen en derin yer deniz seviyesinin yaklaşık 11 kilometre altındadır, ancak Dünya’nın ultra derin bölgelerinden gelen bir elmasın analizi, su sınır çizgisinin yüzeyin 660 kilometre altında olduğunu göstermektedir. Bu bölge su açısından da zengin bir ortam olan geçiş bölgesi olabilir.
Yerkabuğu, parçalanmış levha tektoniği tarafından içeri çekilir ve birbiriyle çarpışır. Böylece levhanın kenarı, deniz suyunun yeryüzünün daha derinlerine nüfuz ettiği ve alt mantoya kadar uzandığı bir dalma bölgesi oluşturur. Zamanla bu su, yüzeyde aktif olan su döngüsünden farklı bir süreç olan volkanik aktivite yoluyla yüzeye geri döner.
Bu derin su döngüsünü ve Dünya’nın derinliklerinde ne kadar su bulunduğunu anlamak, depremlerde derin suyun rolü gibi Dünya’nın jeolojik faaliyetlerini daha fazla keşfetmeye yardımcı olabilir.
İnsanlar yeryüzünün derinliklerine dalamasalar da, yerden yükselen mineraller bize altımızda saklı bazı sırları anlatabilir.
Nature Geoscience dergisinde yayınlanan yeni bir makaleye göre, bilim adamları suyun düşünülenden daha derin yerlerde bulunabileceğini keşfettiler ve bu da derin su döngüsü ve levha tektoniği konusundaki anlayışımızı etkiledi.
Ringwoodite Nadir Elması
Purdue Üniversitesi fizikçisi Tingting Gu’nun ekibi, Raman mikroskobu kullanarak bir IaB tipi elmasının fiziksel özelliklerini ortaya çıkarmaya çalıştı.
Elmasın iç yapısı X-ışını kırınımı ile gözlemlenmiş ve spinel olivin (ringwoodit), periklaz ve enstatit içeren mineraller bulunmuş.
Araştırmacılar, enstatit, periklaz ve bridgmanit gibi minerallerin yalnızca alt mantoda aşırı yüksek basınç altında oluşabileceğini söyledi.
Magnezyum silikatın yüksek basınçlı bir fazı olan Ringwoodite, yalnızca inanılmaz derecede yüksek basınçlarda oluşabilir. Normalde Dünya’nın kabuğunda bulunmaz, ancak bu nadir malzeme bazen büyük kozmik travma geçirmiş göktaşlarında sıkışıp kaldığı görülür. Dünya’nın mantosunda, Ringwoodite 660 km’ye kadar olan basınçlı bölgelerde bulunur.
Spinel olivin genellikle üst manto ile alt manto arasındaki geçiş bölgesinde bulunur (yüzeyin 410-660 kilometre altında) ve su içeriği bridgemanite ve periklazdan daha fazladır.
Bu bulgu, geçiş bölgesinin “ıslak” bir ortam olduğunu ve orada bol miktarda suyun minerallerde kilitli olduğunu gösteriyor.
Geçiş bölgesindeki bu mineraller suyu koruyorsa, Dünya’nın derinliklerinde depolanan su miktarı, aslında Dünya yüzeyindeki su miktarını aşabilir.
Araştırmacılar için bir sonraki adım, deniz suyunun geçiş bölgesinden kabuğa sızmak için ne kadar derine gidebileceğini veya Dünya’nın oluşumundan bu yana suyun mantoda derinlerde olup olmadığını anlamak olacak.