Dünya gittikçe daha fazla ısınıyor. Her yaz nemli iklim ve yüksek sıcaklık, vücut ısısını dayanılmaz boyutlara çıkarıyor. Dünya genelinde uzun süreli kuraklık yaşanan bölgelerdeki orman yangınları her geçen yıl daha da kötüleşiyor. Bilim insanları bu aşırı durumun geri döndürülemez olacağını öngörmüş görünüyor.
İnsanlar, artan sayıda aşırı hava olayının yaşandığı sıcak bir dünyada yaşamaya hazırlanırken, son yıllarda giderek daha fazla bilim insanı, iklim değişikliğine uyum sağlamak için insanların göç etmesinin ve yeraltında koloni kurmasının mümkün olup olmadığını merak etmeye başladı.
Başlıklar
Eski Dünya Sistemleri
İnsanlar tarihsel olarak milyonlarca yıl boyunca yeraltında yaşadılar, ancak bu yalnızca ara sıra, belki de savaştan veya kıştan kaçmak için. Türkiye’deki Kapadokya Yeraltı Şehri, çok ünlü bir Dünya Miras Alanıdır. Yerel sıcaklık kışın sadece 0 derece, yazın ise 30 derece iken yeraltı şehrinde sıcaklık 13 derecede tutulabiliyor. Artık yer altı tünelleri bölge sakinleri tarafından meyve ve sebzeleri muhafaza etmek için kullanılıyor.
Modern kayıtlara göre, Güney Avustralya’daki opal madenciliği kasabalarının nüfusunun %60’ı hâlâ yeraltında yaşıyor. Yer altında yaşamanın avantajı sıcaklığın oldukça sabit olması ve ısıtma ve soğutma gerektirmemesidir. Güney Avustralya’daki maden kasabaları yazın 50 dereceye, kışın ise 50 dereceye kadar sıcak olabiliyor. Yer altı ise 23 derecelik rahat bir sıcaklığı koruyabilir.
En bilinen yer altı şehri Kanada’nın Montreal kentindedir. 32 kilometre uzunluğundaki yeraltı şehri RÉSO, yerdeki ofisleri, mağazaları, otelleri ve okulları birbirine bağlıyor, böylece insanların şiddetli soğuk iklime maruz kalmasına gerek kalmıyor.
Yer altında yaşamanın riskleri
“Yeraltı: Ayaklarımızın Altındaki Dünyanın İnsan Tarihi” kitabının yazarı, biyolojik ve fizyolojik olarak insanoğlunun yer altında yaşamaya uygun olmadığını ancak bazen yer altına çekildiğimizi, örneğin ev inşa edecek malzeme yoksa yer altına indiğimizi söyledi. Yeraltı evleri kazılacak, aşırı iklime sahip yerlerde insanlar yazın sıcaktan kaçmak, kışın ise ısınmak için yer altına iniyor. Yeraltı aynı zamanda düşmandan saklanmak için de güvenli bir yerdir.
But living underground is usually a last resort, and human beings have no history of living underground for a long time. Studies have found that humans who live underground for too long without sunlight can sleep for up to 30 hours at a time, and also suffer from considerable mental stress in the process.
Sirkadiyen ritmin bozulması çeşitli sağlık sorunlarına da yol açabilir. Ayrıca yeraltında yaşamanın bir diğer riski de ani su baskınlarıdır ve iklim değişikliği, tayfun ve şiddetli yağış gibi daha ekstrem hava olaylarını da beraberinde getirebilir.
Teknoloji doğal koşulların yerini alabilir
Ancak bilim insanları bu olumsuz koşulların teknoloji kullanılarak çözülebileceğine inanıyor. Ultraviyole dalga boyları sağlayan LED ışıkların güneş ışığının yerini alabileceğine ve iç mekan tarım tekniklerinin de doğal koşulları simüle edebileceğine inanıyorlar.
Yapılan bir araştırma, Rus tarikatlarının kısmen D vitamini açısından zengin gıdalar sayesinde yeraltında uzun süre hayatta kalabildiğini öne sürüyor. Pek çok insan, yüksek enlem ülkelerinde güneşin az olduğu kış mevsiminde olumsuz duyguları yatıştırmak için yapay güneş ışığı arıyor.
Veya açık havada doğal bir ortam yaratın. Örneğin Antarktika’daki bilim insanları yeşil alan sağlamak için laboratuvar seralarını kullanıyor. Olumlu duyguları teşvik etmek için sesler ve kokular da simüle edilebilir.
Dikkatli bir tasarımla yeraltında yaşamak, güneşi görmezden gelmek anlamına gelmez. Singapur’un zindan planlarında gün ışığını katmanlı derinliklere taşıyan geniş şaftlar bulunuyor.
New York başlangıçta dünyanın ilk yer altı parkını inşa etmeyi planlamıştı; bu park aynı zamanda doğal ışığın yanı sıra ağaç dikme ve yeşil alanlar da sağlayacaktı.
En zor iş İnsanları ikna etmek
Bu kaşifler önce ekstrem ortamlarda yaşam kalıpları oluşturabilir, daha sonra eğitimciler aracılığıyla yeraltı yaşamının mesajını yayabilir, böylece insanlar bir gün yeraltı yaşamına uyum sağlayabileceklerini hayal edebilir ve yeni davranış kalıplarını benimsemeye istekli olabilirler.
Uzmanlar, iyi tasarım ve bol miktarda psikolojik destek olduğu sürece insanların yeraltında yaşayabileceğine inanırken, iyimserler en az 30 yıl içinde daha fazla yeraltı çalışma ortamının ve daha fazla yeraltı eğlence mekanının ortaya çıkacağını öngörüyor.
Yeraltı psikolojisi konusunda uzman psikologlar, yeraltında yaşamak için gereken teknolojinin zaten mevcut olduğunu ve asıl zorluğun insanları yer altına taşınmaya ikna etmek olduğunu söylüyor. Teknoloji ve kültür uzay yaşamını destekleyebiliyorsa kendi gezegenimizde de uygulanabilir.