Dünyada, elmaslar nadir olmaları nedeniyle pahalıdır, ancak diğer gezegenlerde elmaslar, Gaz devleri Uranüs ve Neptün gibi gezegenlerde kayalar kadar yaygın olabilir.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki SLAC Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı (SLAC National Accelerator Laboratory), buz devinin iç çevre koşullarına ve malzemelerine dayalı yeni bir deney yaptı ve elmas yağmurunun oluşumunu başarıyla gözlemledi.
Neptün ve Uranüs’teki elmasların çok büyük olabileceği ve birkaç milyon karat ağırlığa sahip olabileceği tahmin ediliyor.
Bilim adamları uzun zamandır buz devi gezegenin derinliklerinde “elmas yağmuru” adı verilen garip bir yağış şekli olduğuna ve dev yıldızın yüzeyinin binlerce kilometre altındaki aşırı yüksek basınç ve sıcaklığın hidrojen ve karbonu katı elmaslara dönüştüreceğine inanıyorlardı.
Buz devleri katı bir yüzeye sahip olmadığı için, malzeme çekirdeğe doğru düştüğü yönde daha yoğundur, bu da binlerce yıl boyunca elmas yağmurunun yere batmış ve çekirdeğin etrafında birikerek kalın bir elmas tabakası oluşturmuş olabileceği anlamına gelir.
Şimdi bilim adamları, SLAC Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı’ndan yapılan yeni bir araştırmaya göre, buz devlerinde ortak olan bir başka element olan oksijenle birleşen hidrokarbonların elmas oluşturma olasılığının daha yüksek olduğunu buldular.
Bu sonuç, Uranüs ve Neptün’deki elmas yağmurlarının düşünülenden daha yaygın olabileceğini gösteriyor.
Süreci tekrarlamak için araştırma ekibi, yüksek güçlü bir X-ışını lazeri ile PET içinde şok dalgaları oluşturmak ve yapısal değişiklikleri gözlemlemek için hazır bir kaynak (karbon, hidrojen ve oksijen ile karıştırılmış PET plastik) kullandı.
Atomların elmas şeklindeki bölgeler düzenlendiği ve oksijenin karbon ve hidrojenin bölünmesini hızlandırarak santimetre küp başına 3.87 gram yoğunluğa sahip minik nano elmasların oluşumunu tetiklediği bulundu.
Buna ek olarak, araştırma ekibi ayrıca elektrik akımını ileten süper iyonik suyun elmasın yanında oluştuğunu ve bunun Uranüs ve Neptün çevresinde bulunan anormal manyetik alanları açıklayabileceğini buldu.
Deney aynı zamanda ilaç dağıtımı, tıbbi sensörler, non-invaziv cerrahi, kuantum elektroniği ve daha pek çok uygulamayla nano elmas yapmanın yeni yollarına da yol açabilir.
Elmas yağmuru hala varsayımsal bir teori olsa da, güneş sistemindeki en uzak gezegenler olan Uranüs ve Neptün hakkında çok az şey bildiğimiz için NASA, önümüzdeki on yılda buz devi gezegenler için geniş çaplı bir keşif programı başlatmak üzere. O zaman, uzay aracının elmas yağmurlarının varlığını doğrulamasını beklemek mümkün olabilir.
Yeni makale ayrıca Science Frontiers dergisinde yayınlandı.