Bağışıklık sistemi verimli bir şekilde çalıştığında, kanser hücrelerinin bağışıklık hücreleri tarafından hızla yok edildiği görülür. Ancak kanser hastalarının bağışıklık sistemleri genellikle işlevsizdir ve kanser hücrelerinin vücudun zayıflığından faydalanmasına izin verir.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Mayo Clinic’teki bilim adamları tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma, bağışıklık hücrelerinde anahtar genlerin tepkisini artırmak için RNA teknolojisinin kullanılmasının, bağışıklık hücrelerinin kanser hücrelerini öldürme yeteneğini etkili bir şekilde geri artırabileceğini buldu. Bulgular, Cancer Immunology Research’ün Şubat sayısında yayınlandı.
Kanser İmmünoterapisi Hala Mükemmel Değil
Bağışıklık kontrol noktası inhibitörü, kanser immünoterapisi için bir antikanser ilacıdır. Kanserle savaşmaya yardımcı olmak için kanser hastalarının bağışıklık sistemini harekete geçirebilir. Birçok ölümcül kanser hastası için son umuttur.
Bazı hastaların kanser hücreleri tedaviden sonra tamamen kaybolur, ancak çoğu son evre kanser hastası tedavi gördükten sonra hala hastalığı yenemez.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Mayo Tıp Kurumundan bilim adamları, bağışıklığı yanıt vermeyen hastaların bağışıklık hücrelerinde neyin yanlış gittiğini bulmak için her yolu denediler. Sadece bağışıklığın çalışmama nedeni bulunarak bu sorun düzeltilebilir ve daha fazla ölümcül kanser hastası kurtarılabilir.
Asıl Sebebi bulmak için bağışıklık hücreleri İncelenecek
Sitotoksik T hücreleri, kanser hücrelerine karşı insan bağışıklık sisteminin önemli bir parçasıdır.
Bir kanser hücresi tanımlandığında, kanser hücresinden geçebilen perforin proteini (perforin) ve kanser hücresinin proteolizini hidrolize eden granzim salınarak kanser hücresinin ölmesine neden olur.
Kanser ilerledikçe, birçok kanser hücresi, T hücrelerinin bağışıklık sistemi kontrolünden kaçarak saldırmasını bastırma yeteneğini geliştirir.
Bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri, kanser hücrelerinin T hücre saldırısını engellemesini engelleyebilen ilaçlardır. Birçok klinik hasta tedavi gördükten sonra bağışıklık sistemi normal fonksiyonuna döner ve kanser hücreleri neredeyse tamamen yok olur.
Ancak daha birçok hasta, bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri (immünoterapi) ile tedavi edildiğinde iyileşmedi.
Mayoclinic Medical Institution’dan bilim adamları, hastanın T hücrelerinin hastalıklı olup olmadığını düşünüyorlar. T hücrelerinizde neyin yanlış olduğunu bulabilirlerse, doğru ilacı bulma olanakları da artar.
Doğru Anahtar, NKG7 geni olabilir
Araştırmacılar, immün kontrol noktası inhibitör tedavisine yanıt veren ve yanıt vermeyen hastalardan sitotoksik T hücrelerini örneklediler ve iki grup arasındaki T hücresi gen ekspresyonundaki farklılıkları analiz etmek için tek hücreli RNA dizilimi kullandılar.
Analizden sonra, NKG7 adlı bir genin ekspresyon seviyesinin, bağışıklık kontrol noktası inhibitör tedavisi aldıktan sonra kanser hastalarının durumunun düzelip düzelmediğini etkileyen anahtar gen olduğu bulundu.
Diğer deneyler, NKG7 gen protein ürününün, toksin öldürücü kanser hücresi proteinlerini salgılayan T hücrelerinin işlemi için gerekli olduğunu gösterdi. NKG7 geninin ekspresyonu düşük olduğunda, T hücrelerinin toksin öldürücü proteinler salgılama yeteneği azalacak ve kanser hücrelerini zehirleme yeteneği daha da kötüleşecektir.
RNA teknolojisi, hücresel gen ekspresyonunu yüksek güvenlikle düzenleyebiliyor
Son yıllarda RNA teknolojisindeki gelişmeler, bilim adamlarının spesifik gen haberci RNA’sını (mRNA) sentezlemesine ve gen tarafından kodlanan proteinin ifadesi için bağışıklık hücrelerine göndermesine olanak sağlamıştır.
Diğer düzenleyici gen ekspresyon teknolojileriyle karşılaştırıldığında, RNA tabanlı teknolojiler hedef hücre kromozomunun bütünlüğüne zarar vermez, beklenmedik gen mutasyonları olasılığı daha düşüktür ve daha güvenlidir.
T hücrelerinde NKG7 protein içeriğini artırmak için mRNA teknolojisinin kullanılması
Şimdi gelelim en önemli başlığımıza. Araştırmacılar, bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri ile tedavi edilmemiş hastaların bağışıklık hücrelerine NKG7 mRNA’yı verdikten sonra, hücrelerdeki NKG7 protein miktarını başarılı bir şekilde artırdılar ve daha da önemlisi, T hücrelerinin kanser hücrelerini öldürme yeteneği de arttı. Bu demek oluyor ki, mRNA teknolojisi kullanılarak hücreler için belirli bir protein içeriği artırılması sağlanabilir. Böylece kanser hücrelerine karşı bir aşı geliştirilerek bağışıklık sistemi uyarılabilir.
Bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri ile tedaviden sonra, kanser hücrelerinin yok edilmesinin etkisi daha güçlüdür. Halihazırda öldürme kabiliyetine sahip sağlıklı T hücrelerine gelince, NKG7’ye iletilen mRNA bu hücreler için kanser hücrelerini öldürme etkisini daha da artıramaz.
